GENETİK KOD HAKKINDA BİLGİ
Kalıtımsal olarak gelecek kuşaklara aktardığımız genetik özelliklerimiz vücudumuzu oluşturan çekirdeğin içerisinde bulunan kromozomlarda taşınır. Kromozomlarda DNA ve özel proteinlerin birleşmesiyle oluşan yapılardır. Kodlar ise kodon olarak adlandırılan üç nükleotitlik diziler ile amino asitler arasındaki dizilerden oluşmaktadır. DNA’nın yapısında kalıtsal özelliklerimize etki eden yapılarda bulunmaktadır. Kalıtsal özelliklerimize etki eden bu yapılar genlerden oluşmaktadır. Kalıtsal bilgilerimizde genlerde taşınmaktadır.
GENETİK KOD ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
DNA’nın yapısı James Watson, Francis Crick, Maurice Wilkins ve Rosalind Franklin gibi bilim adamlarının çalışmalarıyla şekillendikten sonra proteinlerin şifrelenmesine yönelik çalışmalar başladı. George Gamow ise 20 standart amino asidin kodlanabilmesi için üç harfli bir şifreye ihtiyaç olduğunu önerdi. Kodonların da üç DNA bazından oluştuğunu ilk defa Crick, Brenner ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar ortaya çıkardı. İlk kodonlar ABD’de bulunan Milli Sağlık Enstitüsü’nde çalışan bilim adamları Marshall Nirenberg ve Heinrich J. Matthaei tarafından çözüldü. Bu buluşları takiben Gobind Khoran’ın çalışmalarıyla kodonların geri kalanlarını tamamladı. Robert W. Holley de çeviriyi mümkün kılan molekül taşıyıcısı RNA’nın yapısını çözdü. Khorana, Holley ve Nirenberg gibi bilim adamları genetik üzerine yaptığı çalışmalarla Nobel Tıp ödüllerini kazandılar.
GENETİK YAPIMIZ DNA’NIN ÜZERİNDE KAYITLIDIR
Bir organizmanın genetik yapısı onun DNA’sında kayıtlıdır. DNA’nın protein ve RNA kodlayan bölümleri ise genleri oluşturmaktadır. Proteinlerin kodlandığı genler ise kodon adı verilen üç nükleotitlik birimlerden oluşur. Nükleotitlik birimler ise bir fosfat, bir deoksiriboz şeker ve çeşit azotlu bazın birinden oluşmaktadır.
GENETİK BİLGİLER KALITIMSAL OLARAK AKTARILIYOR
Canlıların en büyük özelliği verileri dışarıdan almaları ve de bu verileri kullanabilmelidir. Bu veri giriş ve çıkışı ise farklı yollardan olabilmektedir. Genetik olarak bilgiler yavrulara anne ve babalarından geçerek duyusal bilgi organları aracılığıyla sinir sistemine taşınmaktadır. Genetik kodun dili aslında yaşamın temel bilgilerinden oluşmaktadır. Üstelik bakteriden en zeki canlı olan insana kadar genetik bilginin dili hep aynıdır. Genetik bilginin dilli de DNA’larımızın üzerinde kodlanmıştır. DNA ve RNA genetik bilginin değişik dille ifade edilmiş şeklidir. Yazı yazmak ve konuşmak insan için ne kadar kolaysa DNA içinde kendini kopyalamak ve çoğaltmakta o kadar kolaydır.
GENETİK MÜHENDİSLİĞİN ÇALIŞMALARI İNSANLIĞIN BİRÇOK SORUNUNU ÇÖZECEK
Genetik mühendisliğinin ilerideki çalışmalarıyla canlıların genetik yapısını değiştirebileceği düşünülmektedir. İleride bitkilerin genetik yapısının değiştirilmesiyle zararlı böceklere karşı dayanıklı ve raf ömrü uzun olan bitkilerin üretilebileceği düşünülmektedir. Genetik mühendisliğinin çalışmalarının insanların başta sağlık ve gıda gibi sorunlarına çözümler bulması bekleniyor. Genetik olarak aktarılan kalıtımsal hastalıkların çözülmesine yönelik ise ciddi çalışmalar gerçekleştiriliyor. Üreme hücrelerindeki zararlı genlerin gelecek kuşaklara taşınmasını önlemek için yapılan çalışmalar daha sağlıklı nesillerin ortaya çıkmasına yol açacak. Özellikle AISD ve kanser gibi hastalıkların ortadan kaldırılması genetik üzerine yapılan çalışmalara bağlı.